Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİTMEYEN HİKAYE (Yarım kalan bir yazım)

   Bir hikaye anlatacağım size. Benim hikayem bu. Kadim oyunu tekrar tekrar yaşandığı bir hikaye. Belki kendimden bahsediyorum diye kendimi beğendiğimi sanacaksınız aslında bu konuda haksız da sayılmazsınız. Anlatacağım hikayenin kıyısında kenarında olmak hi ç de hoşuma gitmezdi doğrusu, merkezinde olmak gururumu okşuyor pek   tabi. İçinde bulunduğum koşullar iyi olmamasına rağmen hala bu duygunun etkisinde olmam da şaşırtıcı. İnsanın kendini anlatması ve bunu biraz ballandırarak yapması aklıma gelmemişti önceleri ama gayet iyi bir hismiş   doğrusu. Hikaye anlatmak da pek usta sayılmam, önceleri yani önceki yaşamın desem daha doğru olur hep başkalarının hikayelerini anlattım. İlk başta esrarlı bir hava katıyordum olaya. Şöyle bir pozisyonumu alıyor ve karşımdakinin gözlerini dikkatlice sürdükten sonra kelimeler ağzımdan yavaş yavaş çıkıyordu. Ara sıra bekliyor ve karşımdakinin üzerindeki etkisini ölçmek için sesimi biraz daha   alçaltıyordum. Oynuyordum ve bu beni çok mutlu ediyo

İnsanlar gördüm

İnsanlar gördüm cinsine boğuktular Ruhları bedenlerinden ayrı soğuktular Niceleri var ki hayattan kopuktular Hisler deryasında nasipleri yoktular Gök yer birbirine sokulmuştular Renkler hepsi birden kaybolmuştular Kara bulutlar kalın perde olmuştular Yalan üstüne bin yalan hayat kurmuştular 

Kırık Dökük

Kızıyordun uzaktan öyle, halbuki bilmiyordun Çiçekler soluyordu bahçelerde Ağaçlar sarı yapraklar döküyordu Kum fırtınası nezdinde süpürülen viraneler Hayattan kopmuş divaneler vardı bu diyarda Yer sarsılıyordu uzun ve ince Yanardağlar volkanlar patlıyordu Olmayacak dediğim her şey oluyordu bir bir Kızıyordun uzaktan öyle, görmüyordun hiçbirini Yiyip bitiriyordu içimdeki o şey beni O halin o tavrın siliyordu yüzümdeki gamzeyi Ölüyordum her hücremde yitiyordum sessiz Ölüm kapımda mı ben arafta mıyım Ne ola ki bu avare haller düşünceler Tarif edilemeyen bir noktadaydım sanki Kızıyordun uzaktan öyle, ummuyordun benden bunu Ben de kendimden ummadım hiç Olmadı yapamadım yine de Elimde miydi sanıyorsun ben ben miydim Tamam yüzün asık kızıyorsun Başka bir boyuttasın Yahut acip ellerde benden uzakta Bense kırık döküktüm kızıyordun ama bilmiyordun

Aşk Destanı

Kan kırmızı aşkın ile Yana yana kül oldum Sevdana kara çaldım Döne döne yel oldum Ay yüzüne tutkun ile Baka baka kör oldum Adın ile fersiz kaldım İçin için kor oldum Irak kaldım hasret ile Bekle bekle kıl oldum Yollarına göz koydum Gide gide el oldum Bir başıma sesin ile Duya duya köz oldum Her dilde seni andım Diye diye söz oldum Siyah beyaz resmin ile Sakla sakla ten oldum Tenden candan vazgeçtim Öle öle sen oldum Senden konan bakış ile Uça uça kuş oldum Gökte yerde seni bildim Göre göre bihoş oldum Gün doğan da ışık ile Serin serin eser oldum Pencerende seni buldum Perde perde heder oldum Sana varan kapın ile Çala çala bekler oldum Ömür bitti vazgeçmedim İnim inim inler oldum Masmavi deniz ile Dalga dalga vurgun oldum Martılara seni sordum Bula bula engin oldum Senden gelen yağmur ile Islan ıslan maşuk oldum Her katrede güneş idim Damla damla ışık oldum Şeklettiğin bulut i